Uçuş Sırları: Pilotların Havadayken En Çok Korktuğu Şeyler!
Maalesef uçak yolculukları birçok yolcu için korkutucu olabilir. İşin aslı pilotlar daima ne yaptıklarını bilirler, bu yüzden emin ellerde olduğunuzu düşünüp rahatlayabilirsiniz.
Fakat ne olursa olsun pilotlarda insan, bu yüzden pilotlar da uçarken bazı anlarda korkabilir. Tabii ki, fazlasıyla endişeli bir yolcu kadar da değil 🙂
Kitaplarıyla dünyaca ünlü bir pilot, uçarken pilotları en çok nelerin korkuttuğuna ilişkin olaylara kitabında yer vermiş. Biz de buradan esinlenerek, pilotları uçuş sırasında en çok korkutan durumları özetledik. Gelin şimdi hep birlikte Pilot Patrick Smith’in kitabından kendi cümleleri ile açıkladığı en korkunç durumlara bakalım 😉
Pilot Patrick Smith, “Cockpit Confidential” adlı kitabında bir uçağı komuta etmenin pilotları en çok korkuyla dolduran kısımlarını açıklar. Kitapta genel olarak bu kısımların kontrol eksikliğinden dolayı ortaya çıktığını belirtmektedir. Yani, her şey bir pilotun ne kadar kontrole sahip olduğuyla ilgilidir diyebiliriz. Ancak bazen öyle şeyler olur ki, pilotun bile kontrolü dışında gelişir ve bunu yönetmesi fazlasıyla zorlayıcı olabilir.
Kaptan Pilot Patrick Smith’e göre “Lityum pil yangınları, yüksek hızlı patlamalar, birden fazla motoru bozan kuş çarpmaları, mekanik arızalar ve yer çarpışmaları” listenin en üstünde yer almaktadır. Yani bu sayılanlar pilotları fazlasıyla korkutan kontrol dışı riskli durumlardır.
Pilot Smith’e göre, bunların arasında en çok da kuş çarpmaları yaygındır. Ancak çoğunlukla küçük veya hiç olmayan hasarlarla sonuçlanır (tabii kuş siz değilseniz 🙂 ) Tarihte kuş çarpması yüzünden yaşanan büyük kazalar vardır. Örneğin, 2009 Hudson kazası mucizesi, uçak kanadına kaz sürüsünün girmesi sonucu motorların devredışı kalması gibi… Neyse ki kaptan pilot uçağı Hudson Nehri’ne indirerek filmlere bile konu olan bir kahramanlık sergilemiştir. Aslına bakılırsa, kuş ne kadar ağırsa, zarar verme potansiyeli de o kadar büyüktür. Tabii ki kuşlar bir motoru tıkamaz, ancak iç patlamalar yaratabilir veya güç kaybına neden olabilir. FAA’ya göre, bir kuş çarpması sonucu en büyük can kaybı 4 Ekim 1960’ta gerçekleşmiştir. Eastern Havayollarına ait 375 sayılı uçuş, kalkış sırasında bir sığırcık sürüsüne çarpmış, dört motor da hasar görmüş ve uçak Boston limanına düşmüştür. Kazada 62 can kaybı yaşanmıştır.
Mekanik arıza konusuna gelince, Pilot Smith bunun “uçuş kontrol arızası yani dümen veya kanatçık kontrolünün kaybı, metal yorgunluğunun veya korozyonun neden olduğu yapısal kırılma, uçuş sırasında bir uçağı akıl almaz hale getirebilecek daha kötü durumdaki teknik kırılmalar” olabileceğini kitabında vurgulamıştır. Bu tarz durumlar nadir olsa da, imkânsız değildir. Bu da bir kontrol dışı etken olarak pilotları fazlasıyla strese sokan korkutucu durumlardan biridir.
Lityum pil yangınları da bir diğer faktör olarak kitapta geçmektedir. Bildiğiniz gibi birçok dizüstü bilgisayarda veya benzer elektronik cihazlarda bulunan yüksek enerjili lityum güç pilleri hızla aşırı ısınabilir. Aşırı ısınan piller uçak içerisinde kontrol edilemez yangınlar çıkarabilir. Tabii ki burada, yolcu kabininde bir el söndürücüyle kolayca söndürülebilecek küçük bir yangından söz etmiyoruz. Tehlike, bir bagaj veya yük bölmesinde daha büyük erişilemez bir yangın çıkması olasılığıdır. Kısacası, böyle bir durum da pilotun müdahalesi dışında gerçekleşen acil bir durum olduğu için, pek çok pilotun deneyimlemekten korktuğu anlardan bir diğeri sayılmaktadır.
Aslında bakılırsa, uçuş sırasında hemen hemen her zaman hatalar usta pilotlar tarafından zamanında yakalanır ve tehlikeyi en aza indirmek için önlemler alınır. Zaten pilotlar eğitimleri boyunca daima en kötü senaryolara göre yetiştirilirler. Sadece teknik donanım anlamında değil, psikolojik olarak da her zaman tehlikeli olasılıkları hesap edebilen bir bilinçle donanımlı olmak için eğitilirler. Bu yüzden, pilotların en korktuğu anlarda bile bu riskli durumlara karşı hazırlığı daima vardır.