Neden Uçaklar Daha Hızlı Uçmaz?

Günümüzün uçaklar çağında okyanus aşırı seyahatler bildiğiniz üzere saatler içinde tamamlanabilir. Peki, bu sürenin çok daha kısa olma ihtimalini hiç düşündünüz mü? Yani bugün Türkiye’den Amerika’ya sadece 5-6 saatte gitmek mümkün olamaz mı?  Şöyle sektöre bir baktığımızda maalesef uçaklar daha hızlı gitmiyor gibi görünüyor. Peki, bu inovatif çağda böylesi gelişen teknolojiye rağmen uçaklar neden daha hızlı uçmaz dersiniz?

Öncelikle uçaklar daha hızlı uçmazlar çünkü bu durum sektörün ekonomik yararına olmaz. Daha hızlı uçmak, daha fazla yakıt yakmak demektir. Bu da bilet fiyatlarının artacağı anlamına gelir. Yapılan araştırmalar yolculara daha düşük uçak bileti sunulduğunda seyahat etmeye daha fazla meyilli olduğunu göstermektedir. E peki bu ne anlama gelir? Cevabı basit, yolcuların havada daha fazla zaman geçirmesi demektir.

Kısacası, bir uçak ne kadar hızlı giderse, yolcu başına o kadar fazla yakıt kullanır ve uçmanın maliyeti o kadar pahalı olur. Böylece bir uçak bileti için daha fazla ödeme yapmanız gerekir. Bu nedenle mevcut hız sınırlarının asıl nedeni ekonomik sınırların sonucudur.

Peki, tek sebep bu mu dersiniz? 1960’lardan bu yana uçak yolculuğunun çok daha hızlı hale gelmediğini düşünmek biraz üzücü… Sonuçta uçaklar, herhangi bir hava taşıtının en büyük ve en gelişmiş motorlarına sahip ve de tükettikleri yakıt miktarı çok büyük. Ayrıca 60 yılda uçak yolculuğunu çok daha hızlı yapabilecek teknolojiye de sahibiz… Buna rağmen, hızlı gitmek mümkün görünmüyor. Ekonomik sebeplerin yanı sıra başka neler olabilir diye merak ediyorsanız şöyle açıklayalım…

Aslında cevap fizik biliminde saklı. İlk olarak, ticari uçakların ne kadar hızlı gidebileceği ve ilk etapta bu hıza nasıl ulaştıkları hakkında biraz bilgi verelim. (Dilerseniz “Uçak Hızları” yazımızda ayrıntılara bakabilirsiniz.) Bir uçağın hızından bahsettiğimizde, aslında iki farklı terimden bahsederiz. Bunlar hava hızı ve yer hızıdır.

Yer hızı, adından da anlaşılacağı gibi, bir uçağın, üzerinden uçtuğu yerden yüksek bir mesafeyi kat etmesi için geçen süredir. Seyir irtifasına ulaştıklarında, çoğu ticari uçak, saatte 300 ile 600 deniz mili arasında bir yer hızına sahiptir.

Bu seyir hızı nispeten sabit olsa da, bir uçağın hızı rüzgârdan etkilenebilir. Güçlü bir arka rüzgâr, uçağın daha hızlı ilerlemesine ve daha yüksek hızlara ulaşmasına yardımcı olurken, önden gelen bir rüzgar, uçağı yavaşlatabilir ve hızını azaltabilir.

Hava hızı, aksine, havanın uçağın kanadının üzerinden geçtiği hızı ifade eder. Bu, bir uçak pistte hareketsiz olsa bile, teknik olarak hava hızına sahip olduğu anlamına gelir. Kanat üzerindeki hava hızı, bir uçağın kalkışını belirlemeye yardımcı olur.

Artık uçakların hızlarına nasıl ulaşabileceklerine dair bir fikriniz olduğuna göre, uçak hızının neden artmadığının bir nedenini görmeye başlayabiliriz. Şöyle ki, rüzgâr faktörü doğal bir güçtür. Rüzgârı veya yarattığı şiddeti değiştiremeyiz. Bu nedenle, binlerce feet irtifada okyanus aşırı giden uçakların hızını artırmak öngörülemeyen doğal güçler arasında riskli bir tutum olur.

Uçakların hızlarını artıramamasının bir diğer nedeni, ticari uçaklarla ilişkili yakıt ekonomisidir. Daha yüksek hızlara ulaşabilen motorları tasarlamak elbette ki bir başarıdır, ancak bu teknik tasarım hususlarının bir de parasal tarafı vardır. Ticari uçaklar için daha hızlı motor tasarlamak pek tabii mümkündür. Ama bunu yapmak kârlı mı dersiniz? Cevap veriyoruz, birçok yönden “hayır”.

Daha hızlı motorlar, uçuşların daha hızlı tamamlanabileceği anlamına gelse de, bunun daha yüksek kârlar sağlayacağının garantisi yoktur. İnovasyon yapmak her zaman maliyetlidir,  bu yüzden daha hızlı motorların mali faydaları sorgulanabilir.

Concorde uçakları hatırlarsınız. (Hatırlamadıysanız işte yazımız: “Concorde Uçaklar”). Ticari uçuşun olanaklarını ve sınırlarını değiştiren bir süpersonik uçak olan Concorde’lar, kırk yılı aşkın süre boyunca transatlantik uçuşlar yapmıştır. Londra’dan New York’a normal bir uçuş yedi saat sürerken, bir Concorde bu sürenin yarısında bunu yapabilir. Çünkü Concorde’un seyahat edebildiği ve gidebildiği hızlar, ortalama bir ticari jete göre çok daha hızlıdır ve saatte yaklaşık 1300 mil ile zirveye çıkabilir. Ancak, süpersonik bir uçak oldukça gürültülüdür. Süpersonik hızlarda seyahat etmek, ses patlamaları yaratmak anlamına gelir. Bu ses, okyanusların üzerinden uçarken rahatsızlık vermese de, ses patlamalarının şehirler üzerinde yankılanması emin olun korkunç olacaktır. Dahası, Concorde uçaklar, onları uçuran şirketlere maalesef para kazandırmaz, tarihte de bu görülmüştür. Concorde’un geliştirme maliyetleri o kadar büyüktür ki, Concorde uçaklarının operasyonlarından asla geri kazanç sağlanamamıştır ve bu uçaklar hiçbir zaman finansal olarak karlı olamamıştır. Sözün özü, Concorde’da durum böyledir. Sonunda, tüm bu ekstra hızın, havayolları için ekstra maliyete değmediği anlaşılarak 2003 yılına kadar aşamalı olarak üretimden ve sektörden tamamen kaldırılmıştır.

Concorde – Air France

Kısacası daha hızlı uçuş süreleri elde etmek istiyorsak, öncelikle bu maliyet hususlarını ortadan kaldırmanın bir yolunu bulmamız gerekiyor. Bu anlamda uçak üretici firmalara, büyük havacılık kuruluşlarına ve de havayolu şirketlerine büyük iş düşmektedir.

Ancak şimdilerde görülüyor ki, havayolları yolcularına kısa ve hızlı seyahatler yerine uzun seyahatlerde konfor sağlamaya daha meyilli. Anlayacağınız, konfor hızı engelliyor. Şöyle ki, geçmişte, uçaklar sınırlı eğlence seçeneklerine, kötü yiyeceklere ve daha az konforlu koşullara sahipken, günümüzde seyahat etmek her zamankinden daha rahat. Uçaktayken çok çeşitli filmler izleyebilir, rahat koltukların keyfini çıkarabilir ve havayollarının sunduğu lezzetli yemeklerle karnımızı güzelce doyurabiliriz. O zaman sizce de şöyle diyemez miyiz? Havayolları seyahatleri kısaltmak yerine sundukları kaliteli hizmetlerle kafamızı karıştırmaya çalışıyor 🙂 , yani daha akademik yaklaşımla yazacak olursak: “Talebe yön veriyor.” 😉

Kaynak:

  • edition.cnn.com
  • aircraftcompare.com
  • popularmechanics.com

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir