Kabin Memurunun Karakteristik Özellikleri

Duymuşsunuzdur, “Ne iş olsa yaparım” esprilerini. Aslında mizahta değil pek çok insan iş arayışlarında ne iş olsa yapabilecekleri güdüsüyle başvuru yapıyorlar.  Tabii nihayetinde netice ortada, ya mutsuz çalışanlar ya da memnun kalmayan işverenler…

Elbette ki maddi kaygılar yüzünden insanlar her işe yapıp yapamayacaklarını sorgulamaksızın atılabiliyorlar, ancak uzun vade de o iş tatmin etmediği gibi emeklerde yok yere yanlış yerlerde harcanmış oluyor. Bu yüzden naçizane tavsiyemiz azıcık bile maddi kaygıları bir tarafa bırakabilecek bir konumdaysanız önceliğinizi her zaman karakterinize uygun meslekler seçmenizdir. Bir meslek sadece çok iyi maaş kazandırıyor diye alamayacağınız sorumluluklar altına girmeyin ya da katlanamayacağınız çalışma koşullarına uyum sağlamaya çalışmayın.

İşte bu özellikli mesleklerden biri de kabin memurluğu. Pek çok insan sadece maaşı yüksek ya da pek çok ülkeyi görme gezme fırsatı var hayalleri ile bu mesleğe adımlarını atıyorlar. Peki ya sonrası? Sonrası kelimenin tam anlamıyla “hayal kırıklığı” olabiliyor… Kabul, bu meslekte tabiri caizse atom parçalanmıyor ya da beyin ameliyatına girmiyorsunuz, o yüzden ne kadar da abartılıyor canım diye düşünmenize hak veriyoruz. Ancak kıyasında ölçüsü var diyelim. Şöyle ki, bu mesleği havacılığın diğer meslek kolları ile ya da özel sektördeki halk arasında “masa başı” diye tanımlanan fiziksel çalışma ortamlarındaki çalışanlar ile kıyaslarsak, bu mesleğin hakkını vermek gerekir! Yani, bu meslek öyle görüldüğü gibi kolay değil arkadaşlar. Net!

Bu meslekte belli karakteristik özelliklere sahip olmalısınız. İnsan odaklıysanız, yani aslında insan seviyorsanız bu meslek size uymaya başlıyor diyebiliriz. Ama sadece “başlıyor” :). Bir kabin memuru, insan sevmeli, çünkü mesaisinin büyük çoğunluğunu insanlara hizmet etmeye harcayan bu meslekte daima insana karşı tolereli ve sabırlı olmalıdır.

Dünyanın neredeyse her yerine seyahat etme fırsatı sunan bu meslek öyle sanıldığı gibi sadece ikram dağıtmaktan ibaret de değildir. Ciddi anlamda üst düzey disiplin ve sorumluluk gerektirir. Maalesef ki hostesleri sadece sandviç dağıtan garsonlar olarak gören bir kesim hala mevcut. Ancak durum öyle değil…

Durum şöyledir… Kabin memurları tam bir marka elçisidir. Çünkü uluslararası bir unvan kazanan havayolu markasının uçuş sırasındaki yolculara görünen yüzü kabin memurlarıdır. Direkt olarak markayı temsil ederler. O yüzden her uçuşta mesleki görevlerini aynı yüksek standartlarda icra etmeleri gerekir. Hepimiz her gün aynı duygusal hallerde olamayabiliyoruz; bazen agresif bazen yorgun bazen fazlaca hassas günlerimiz olabiliyor ve bunu iş yerlerimizde de yansıtabiliyoruz. Ancak kabin memurlarının böyle bir lüksü yok. Her daim şık, bakımlı, güler yüzlü, kibar ve sakin olmaları beklenir.  Bu yüzden işlerini en zor zamanlarda bile büyük özveriyle yaparlar. Aksi takdirde bu konudaki en ufak bir kötü imaj, direkt olarak markanın değerlendirilme ölçütlerini de olumsuz etkileyecek ve marka imajının zedelenmesine neden olabilecektir. Bu yüzden kendinize bir sorun, gülen yüz maskesini her koşulda takabilir misiniz?

Ayrıca kabin memurluğu mesleki anlamda tam bir takım oyunudur. Bir kabin memurunun empati kurabilme yeteneğine sahip olması ve de iyi bir takım oyuncusu olma potansiyeli göstermesi beklenir. Çünkü uçuş sırasında ekip olarak hareket ederler. Ekip içinde iyi bir iş bölümü ve sorumluluk dağıtımı ile seyahat tüm yolcular için konforlu olacak, ikram ve emniyete ilişkin operasyon yalın ve hızlı şekilde yönetilebilecektir. Şimdi ise ikinci soru, her koşulda iyi bir takım oyuncusu musunuz?

Gelelim bir diğer özelliğe… Bir kabin memurunun olumsuz anlarda karar verme yetisine sahip olması da beklenir. Ekip olarak uzun süren seyahatlerde yüzlerce yolcu ile ilgilenirler ve sorumluluk alırlar. Binlerce kilometre yükseklikte uçuş sırasında problem çıkaran bir yolcuyu uçaktan atamayacağına ya da rahatsızlık geçiren bir yolcu için ambulans çağıramayacağına göre her koşulda hazır bulunmalı, sakin tavrını korumalı, önce insan odaklı düşünerek zor durumlarda karar verme kabiliyetine sahip olabilmelidir. O halde soru üç, bu kabiliyete gerçekten sahip misiniz?

Ayrıca kabin memurluğu pek çok mesleğe göre de standartların dışında çalışma şartlarına sahiptir. Pek çok kimse kabin memurlarını dünyanın her yerini gezip gördüğü için kıskanır. Tabii ki de seyahat bu mesleğin harika bir parçasıdır. Ancak şunun da bilinmesinde fayda var, bu meslekte gece gündüz ayrımı yoktur, hafta sonu izni bayram ya da yılbaşı tatilleri yoktur. Hatta bu zamanlarda daha yoğun bile çalışabilirler. O yüzden esnek çalışma saatlerine uymaları gerekir, hatta bu çalışma koşullarına göre fiziksel olarak her daim enerjisini yüksek tutabilmeleri de beklenir. E şimdi gelelim son soruya, bu fiziksel çalışma koşullarına uyum sağlayabilecek misiniz?

Bu soruların hepsine cevabınız evet ise,  bu mesleği uzun vadede severek yapmanız mümkün. Hoş, bunlara evet bile diyemeyip bu mesleği icra edenler var mı? Elbette ki var. Ancak gecenin üçünde sevmediğiniz bir iş için yollara koyulmak o kadar kolay olmayacaktır, emin olabilirsiniz.

Dilerseniz araştırın, akademik çalışmalara göre “gönülden isteyerek çalışmak” işteki mutluluğun ilk adımı, “emeklerin karşılığını maddi olarak alabilmek” ise bundan çok sonra geliyor. Sözün özü, unutmayın, sevdiğiniz işi yaparsanız başarılı olursunuz, başarılı olursanız işte o zaman kazanırsınız 😉

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir