Uçaklara Neden Sıvı Alınması Yasak?
Hava yolculuğu, her terör saldırısı sonrasında daha karmaşık, daha kuralcı hale geliyor. Bildiğimiz üzere ikinci güvenlik noktasından hava tarafına geçerken ayakkabılar ve kemerlerin çıkarılması gerekiyor. Ayrıca dizüstü bilgisayarlar da çantalardan çıkarılıp ayrı bir kasaya konuyor. Bir de açılmamış su şişeleri var tabii ki. Onlar da çöp kutularına atılıyor.
Yolcular da haklı olarak şikâyet ediyor. Kapı sıraları, güvenlik noktaları, beklemeler derken zaten yorgun olan yolcular, kısıtlayıcı havaalanı güvenlik önlemleri konusunda epey bir söyleniyorlar. Ama tüm bu önlemler yolcuların güvenliği için yapılıyor. Sıvı yasağı da tam da onlardan biri…
Deneyimlerinizden de hatırlayacağınız üzere uçakla yolculuk susuzluk hissi yaratır. Sizce de susuz kalmaya neden olabilecek bir ulaşım şekli için, su şişelerinin güvenlikten geçmesine izin vermemek garip değil midir?
Maalesef değil. Bu kural pek çok eleştiriye maruz kalmasına ve bazen alay konusu olmasına rağmen, istihbarat teşkilatları, bu konuda çok iyi bir nedene sahipler…
Öncelikle bu kuralın ne zaman geldiğine değinelim… Direktif 2006 yılında ‘Transportation Security Administration (TSA)’ yani Türkçesi ‘Ulaşım Güvenliği İdaresi’ tarafından yürürlüğe konmuştur. Sıvı kısıtlaması önce tüm Avrupa Birliği ülkelerinde ardından ABD’de, daha sonra diğer ülkeler tarafından da uygulanarak yaygınlaşmıştır.
Türkiye ise 2009 yılında dış hatlarda bu uygulamaya geçmiş, 2012 yılında ise iç hatlarda dâhil olmak üzere tüm seferlerde sıvı kısıtlaması kuralını yürürlüğe koymuştur. Peki, neden?
Şöyle ki, 11 Eylül terör saldırısı ardından devam eden terör saldırılarından biri de 2006’da yaşanmıştır. Bir yolcunun yanında taşıdığı sıvılardan hazırladığı bombayı patlatma girişimi neyse ki planlama aşamasında önlenmiştir. Bu olayın ardından yolcuların kabinde yanlarına aldığı sıvılara kısıtlama getirilmiştir.
Olayda, Pakistan’a sık sık seyahatler yapan, radikal İslamcılar ve teröristlerle ilişkisi olduğu bilinen İngiliz vatandaşı Abdullah Ahmed Ali’nin İngiltere’ye döndüğünde çantaları gizlice aranmış ve valizinde çok sayıda pil ile birlikte turuncu renkli bir meşrubat bulunmuştur. Böylece İngiltere güvenlik birimleri tarafından, sıvı patlayıcı kullanılarak yapılması tasarlanan bir dizi terör eylemi önlenmiştir.
Ardından, Londra polis teşkilatı tarafından bir gözetim programı başlatılmıştır. Ali’nin dairesinde gizli kameralar ve dinleme cihazları içeren bu gözetimde, bir bomba yapma laboratuvarı ve birkaç komplocu tespit edilmiştir.
Abdullah Ahmed Ali’nin planları gerçekleşmiş olsaydı, sonucunda Londra’dan kalkan ve Kuzey Amerika’ya giden yedi uçak hidrojen peroksit bazlı sıvı bir patlayıcı kullanarak patlatılacaktı. Olay sonrası, Ali ve komplocu arkadaşları mahkûm edilmiş ve 2009 yılında ömür boyu hapis cezasına çarptırılmıştır.
Yasakla beraber kabin içerisinde taşınabilecek sıvı miktarına kısıtlama getirilmiştir. 100 ml’nin üzerindeki kaplarda yer alan sıvı, aerosol ve jellerin kabin içerisinde taşınmasına müsaade edilmemiştir. Yani artık kimse bırakın suyu, memleketinden getirdiği turşuyu veya annesinin hazırladığı reçel kavanozlarını bile uçağa alamamıştır.
Halâ daha, yasak devam etmektedir çünkü ABD İstihbarat Topluluğu ve diğer müttefik istihbarat servisleri, El Kaide ve IŞİD’in havacılığı hedef almaya devam ettiğini bildirmeye devam etmektedir.
Peki, neden 100 mililitre dersiniz? Bu kural herhangi bir şeyi patlatmak için “kritik çap” olarak geçmektedir. Yani, potansiyel olarak patlayıcı bir sıvı oluşturmak için minimum düzey. Fazlası tehlikeli olabilir.
Şişelenmiş suyunuzu illa ki güvenlik kontrol noktasından geçirmek istiyorsanız, bir çözüm var aslında. Dilerseniz dondurabilirsiniz. Havacılık Güvenlik İdaresi, tamamen katı oldukları sürece donmuş sıvılara izin veriyor. Ancak yumuşak veya yarı erimişse, atmanız istenecektir. Alternatif olarak, tamamen boş bir şişeyi de getirebilir ve taramayı geçtikten sonra doldurabilirsiniz, bu aynı zamanda çevre bilincinizi de geliştirecektir.
Çözümlerin uygunluğu elbette ki tartışılır. Ancak sivil havacılığı hedef almakla ilgilenen ideolojik güdümlü teröristler olduğu sürece, bu tür yasaklar yürürlükte olmalıdır. Unutmayın her şey emniyet için.
Kaynak:
- independent.co.uk
- mentalfloss.com
- mevzuat.shgm.gov.tr