RNP Nedir?
Required Navigation Performance’ın kısaltmasıdır. Türkçe’de Gerekli Seyrüsefer Performansı olarak geçer. RNP, belli bir hava sahasındaki uçuşlar için gerekli seyrüsefer pozisyonu doğruluğu olarak tanımlanır. RNP altyapısı ve donanımı gereği dünya havacılık taşımacılığını uzun vadede yürütebilecek bir sistemdir.
Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü ICAO’nun (International Civil Aviation Organization) yürüttüğü araştırmalara göre, havacılık sektörü her geçen yıl ortalama %5 büyüyeceği öngörülmektedir. Bu büyüme bugün kullanılan hali hazırda sistemleri emniyet, kapasite, verim bakımından yetersiz duruma düşürmektedir. Öyle ki bugün hava trafik kontrol (ATC) sistemleri dahi gökyüzünün %5’ini kullanabilmekte, bu durum da uçakların havayolu sistemlerini verimli kullanmasını tahditlemektedir.
Havacılık sektöründeki büyüme hızı bu şekilde devam ettiği sürece bugün kullanılan ATC sistemlerinin, gelecekte gökyüzündeki hareketi karşılayabilmesi mümkün görünmemektedir. Bu da hava trafiğinde gecikmelere, emniyeti tehlikeye sokabilecek riskli unsurlara ve hava sahalarında kilitlenmelere neden olabilir.
Bugün mevcutta kullanılan ATC sistemleri yer desteklidir. Yer destekli sistemler seyrüsefer yardımcılarına ihtiyaç duyarak uçağı onların frekans hattında sabit bir yol ağında uçmaya zorlarlar. Bunun yerine son zamanlarda giderek popülerleşen performansa dayalı seyrüsefer sistemleri (PBN), gelecek dönemde daha çok hava yolu oluşturarak ihtiyacı karşılayacağı ön görülmektedir. Yani artık artık yer destekli seyrüsefer yardımcılarının yerini uydu sistemleri almaya başlamıştır. Böylece altyapısı gelişmiş, güvenilir ve daha kısa hava yolları ile öngörülen talep artışının karşılanacağı planlanmaktadır.
RNP sistemi de PBN’e dayalı olarak hassas yaklaşma yapar. Yoğun sisin hakim olduğu veya ILS gibi aletli sistemlerin kurulamadığı hava meydanlarına RNP yaklaşmaları gerçekleştirilerek uçuşlar emniyetli ve hassas yapılabilir. Burada RNP’nin en büyük avantajlarından biri uçaklara doğrudan yaklaşma sağlayabilmesidir. Böylece belirlenmiş noktaların üzerine uçma zorunluluğu, bekleme yapma gibi tekniklere ihtiyaç kalmaz. Uydu bazlı RNP’nin yüksek hassasiyeti sayesinde çok zorlu yaklaşma prosedürleri emniyetli ve kolaylıkla uygulanabilir.
RNP’de modern sistemlere destek veren gelişmiş altyapıya sahip bir sistemdir. RNP, hassas bir uçuş yolu boyunca uçak konumunu yüksek doğruluk seviyesinde belirleyebilmesini sağlayan performansa dayalı navigasyon (PBN) ailesinin önemli bir parçasıdır. PBN, coğrafik olarak özellikle iniş ve kalkış operasyonlarını limitleyen alanlarda hava sahasının optimum kullanımını sağlayarak emniyetli uçuş olanağı tanır. Böylece uçuşların daha verimli ve ekonomik olmasına katkıda bulunur. RNP, hassasiyeti ve doğruluğu sayesinde uçuş emniyetini sağlar ve operasyonel verimsizliklerden kaynaklı maliyetleri azaltır.
RNAV ve RNP navigasyon sistemleri büyük ölçüde benzerdir; yalnızca RNP kokpit performans izleme ve ikaz sistemi bakımından farklılık gösterir. Yani RNP sistemi gerektiği şekilde çalışmazsa, uçuş ekibine bir ikaz gelir. Ayrıca RNAV, sistemlere göre daha esnek ve yüksek alan kullanım kabiliyetine sahiplerdir.
RNAV ve RNP tanımlanmasında RNAV X, RNP X ifadeleri kullanılır. “X” hava sahası, rota ya da yaklaşma prosedüründe seyir eden uçağın uçuş süresinin en az %95’inde sağlaması gereken yatay doğruluğu ifade eder. “X” deniz mili (NM – nautical mile) cinsinden verilir. Uçuş aşamalarına göre seyrüsefer özellikleri ve doğruluk değerleri Şekil’de verilmiştir. Uçuş aşamalarına göre okyanus aşırı, rota güzergâhı ya da terminal saha için kullanılan gerekli seyrüsefer doğruluk değeri göstergesi, son yaklaşma aşaması için kullanılan göstergeden farklı olabilir. Şekildeki rakamlar uçuş süresinin en az %95’inde sağlanması beklenen doğruluk değerlerini deniz mili cinsinden ifade eder.
RNAV 10, RNAV 5, RNAV 2, RNAV 1 ve RNP seyrüsefer özellikleri beklenilen doğruluk değerleri ile beraber detaylı olarak aşağıda anlatılmaktadır.
RNAV10: Okyanus aşırı uçuşlarda kullanılan RNAV10 yere dayalı seyrüsefer altyapısına ihtiyaç duymamaktadır. Okyanus aşırı ve kıtalar arası uçuşlarda kullanılması dolayısıyla INS, IRS, GNSS, GNSS/IRS gibi uzun menzilli seyrüsefer sistemlerine dayanır.
RNAV5: PBN öncesinde Temel RNAV (B-RNAV) olarak geçer, bu yüzden RNAV 5 gereklilikleri B-RNAV’a dayalıdır. RNAV5 düz rota boyunca GNSS teçhizatının olmadığı ve de DME/DME ya da VOR/DME’lerin kapsama alanının kısıtlı olduğu yol safhasında kullanılır. Genel olarak Ortadoğu’da ve Avrupa bölgelerinde uygulanır. VOR/DME, DME/DME, INS/IRS, GNSS sensörleri kullanılabilir.
RNAV 1 ve RNAV 2, gereklilikleri P-RNAV’a dayalıdır. Oldukça hassas operasyonlardır. Seyir rotasında, SID ve STAR’larda, son yaklaşma noktasına dek olan aletli yaklaşma prosedürlerinde uygulanabilir. Bu operasyonlarda DME/DME kullanabilir.
RNP4: okyanus aşırı uçuşlarda kullanılan RNP 4 yere dayalı bir seyrüsefer yardımcısına ihtiyaç duymamaktadır. RNP 4 destekleyen seyrüsefer sensörü GNSS’tir.
RNP1: GNSS kullanımı ile geliş ve kalkış prosedürlerini destekler. Yalızca GNSS’e olan gereksinimi ile RNAV1 ve RNAV2 den ayrılır, onun dışında aynı özellikleri taşırlar.
RNP değeri ne kadar düşük ise, gerekli mesafe ayrımı standartları da genel olarak daha az olur. Bu da gerekli ayırma mesafe hassasiyetini koruyarak daha fazla uçağı hava sahasında tutar ve hava sahasının geniş bir hacimde kullanılması avantajı kazandırır. Özellikle okyanus aşırı uçan havayolları için önemli bir maliyet tasarrufu fırsatını da beraberinde getirir.
Günümüzde neredeyse tüm ticari uçaklar, seyrüsefer radyo alıcıları, atalet referans sistemleri (IRS-Inertial Reference System), havadaki veri sistemleri, uçuş kontrol sistemleri, motor ve yakıt sistemleri ve veri işleyen FMS sistemleri ile donatılmışlardır. Uçuş yönetim bilgisayarları olarak geçen FMCs yani Flight Management Computers bu alt sistemleri işlemektedir. Böylece uçuşlar bu sistemlerin efektif kullanımını sağlayarak pilotların üzerindeki fazla yükü alırlar.