Kokpitte Neler Olup Bitiyor
Bir uçağa bindiğinizde, kokpitte kimin olduğunu görmek yani şöyle bir göz atmanız için sadece bir dakikadan az bir süreniz var. Pilotlar önünüzdeki birkaç saat boyunca hayatınızdan sorumlu olduğundan, doğal olarak genellikle kim olduklarını ve ne yaptıklarını merak ediyorsunuz. Haklısınız! Ancak bu süre içerisinde sadece fark edebileceğiniz uzaktan beyaz gömlekli apoletli insanlar olacaktır, maalesef hepsi bu. Ama madem size bu kaptan köşkünün kapılarını açamıyoruz, o halde merakınızı boşa çıkarmayalım. Bu kapalı kapının arkasında neler olup bittiğini merak edenler için, burada pilotların neler yaptıklarını kısa bir özet geçelim…
Peki, o halde kokpitte olup bitenlere ve öncesinde kısaca bir de pilotların uçuşa hazırlık aşamasına şöyle bir bakalım…
İlk olarak, pilotlar kokpite geçmeden önce uçuş planları almak için çoğu havayollarında “self briefing” ya da “crew briefing” denilen ekip bilgilendirme odalarında dispeçerler tarafından hazırlanmış uçuş paketlerini alırlar. Bu uçuş paketinde rotalar, notamlar, acil durumda yedek meydanlar, uçacakları seviye, meydan chartları gibi operasyona ilişkin tüm bilgilendirmeleri içeren dosyayı alırlar. Kaptan ve yardımcı pilot bu dosyayı inceleyerek uçağa geçmeden önce üzerinde kısa bir toplantı yaparlar. Bazı büyük havayollarında görev yapan 10 000’den fazla pilot vardır, bu yüzden pilotların birbirini tanımıyor olması muhtemeldir. Anlaşma kısmında iş daha çok yardımcı pilota düşebilir. Kaptanın ne beklediğini anlamak genelde yardımcı pilotun elindedir. Kaptan işbirliğine dayalı biri mi yoksa daha çok komuta ederek mi ilerliyor? Sorumluluk devrediyor mu yoksa görevleri kendi mi tamamlıyor? Ruh hali nedir? Mizah kullanıyor mu? Ciddi mi yoksa değil mi? Aslında burada doğru ya da yanlış yoktur, sadece değişkenler vardır. Bu değişkenlerin iyi yönetilmesi de kokpit içinde çok önemlidir. Kokpit içi etkili iletişim akademik olarak da kitaplara konu olmuş önemli bir emniyet faktörüdür. Kısacası kokpitte pilotlar, tüm kişilik türleriyle başa çıkmayı öğrenmelidir.
Operasyonun başlamasıyla birlikte, henüz daha uçmadan pilotlara sürekli bir bilgi akışı sağlanır. Hava durumu, uçuş planı, yükleme, catering, uçuş yönetim sistemleri için programlama ve yakıt gibi bilgilerden oluşan bu süreçte pilotlar değerleri sürekli kontrol eder. Bilgiler gelirken, pilotlar ayrıca sorumlu oldukları alanın çalıştığını ve başlangıç için uygun konumda olduğunu doğrular.
Pilotlar, her şeyin düzgün bir şekilde çalışıp çalışmadığını ve imzalandığını görmek için teknik defteri ve uçak günlüklerini kontrol eder. Uçuşa ilişkin tüm sertifikaların tam ve güncel olup olmadığını inceler. Ardından kaptanın takdirine bağlı olarak, pilotlardan birinin harici bir uçak kontrol muayenesi yapması gerekmektedir. Kaptanın dış denetimi kimin yaptığı konusunda nihai yetkisi vardır.Hava kötü olduğunda, yardımcı pilotun dışarıda savaşan kişi olduğu iddia edilmektedir… Uçak etrafında gezinme ve gözetleme, ana bileşenlerin görsel bir kontrolüdür. Bu sayede pilot uçağın son uçuşunda meydana gelmiş olabilecek herhangi bir hasar ve sıvı sızıntılarını, eksik, hasarlı veya gevşek parçaları, lastik ve fren durumunu, yağ ve hidrolik seviyelerini, pitot/statik girişlerini ve erişim panellerini kontrol eder. Bir sorun varsa, onarım için tekniğin gelmesi veya bir MEL (Minimum Ekipman Listesi) takılması için bildirimde bulunur.
Tüm uçuş boyunca kaptan, gelen bilgileri koordine eden bir liderdir. Yakıt; ağırlık, sıcaklık, uçuş süresi, pist durumu ve düz uçuş hava durumuna göre yüklenir. O günün uçuş şartlarına göre operasyon sırasında, yüklemede ilave yaşanır ve uçuş planından farklı bir değer olursa, dispeçer önerilen yakıt artışı ile bir uçuş planı daha gönderecektir. Nihai yakıt talebi kaptana bağlıdır. Ardından kokpit, emniyet faktörlerini de gözeterek uçuşu başlamasına devam edebilir. Bu sırada, kabin görevlileri, kabin içinde yolcu veya kabin bagajı ile ilgili sorunları kokpite iletir, çünkü özellikle uçuş sırasında kabinde de yaşanabilecek olası bir sorundan kaptanın her zaman haberi olması gerekir. Bu yüzden kabin ve kokpit arasındaki iletişim ve işbirliği de, zamanında ve emniyetli bir uçuş gerçekleştirmek için önemlidir.
Checklist !!! Uçak hareket etmeden önce bir kontrol listesi bulunur. Aslında kokpitte bir uçuşun her safhası için bir çok checklist vardır. Artık pilotlar bunları defalarca yapmaktan dolayı ezberlemiştir. Ancak yine de insan faktörü dolayısıyla rehavete kapılıp atlanabilir ya da yanlış yapılabilir riski ile bu checklistler sürekli tekrarlanır, ve kural olarak asla ve asla atlanamaz. Checklistler bir tür “Yap” listesi değildir. Her şeyin doğru bir şekilde yapıldığından emin olmak için bulunur.
Sanırım artık uçuşa hazır olundu, o halde park pozisyonundan çıkılabilir…
Yolcu uçakları maalesef geri hareket etme kabiliyetine sahip değillerdir. Uçakların önünde yer alan “Push-back araçları” olarak adlandırılan küçük araçlar uçakları park halinde bulundukları noktadan çıkararak, geri itmek suretiyle piste çıkmaya hazır hale getirirler. Burada, push back aracını kullanan operatör ile pilot her zaman koordinasyon halindedir. Aksi takdirde tam geri giderken pilotun bir anlık frene basması, uçağa hasar verebilir. Bu yüzden karşılıklı komutlara dikkat ederler. Pilotlar arkalarını göremezler, bu yüzden yerdeki operasyon ekibinin onları güvenli bir şekilde dışarı alacağına güvenmeleri gerekir. İşin aslı, A380 gibi uçaklarda geri görüş kamerası vardır ancak yine de yolcu uçaklarının geri manevraları, push-back araçları ile gerçekleşir.
Taksi sırasında pilotlar hala checklistlerine devam ederler. Kalkış da uçuşun riskli safhalarından biri sayılabilir. Ancak bugün modern teknolojik uçaklar ve iyi eğitimli pilotlar sayesinde, genellikle sorun yaşanmaz. Sadece kalkış safhası uçağın en ağır olduğu zaman olması nedeni ile, aniden bir motor veya bileşenin arızalanması durumunda, uçak performans limitlerinin altına düşebilir ve ağır uçak kalkışta problem yaşayabilir.
Merak edilen sorulardan bir diğeri de: “Uçağı her zaman kaptan mı uçurur? Tabii ki hayır. Kaptan ve yardımcı pilot her bacağı sırayla uçuracak şekilde uçuş öncesinde anlaşırlar.
Kalkıştan sonra, iniş takımları geri çekilir ve hava hızı arttıkça, Checklistteki her bir göreve çentik atılarak yerine getirilir. Steril kokpit kuralı gereği yer seviyesinden (AGL) 10 000 feet yüksekliğe kadar pilotlar uçuş dışında herhangi bir şey hakkında konuşamazlar. 10 000 ft yüksekliğe kadar pilotların konuşması mevcut görevleriyle sınırlıdır. Bu FAA’nın getirdiği bir kuraldır.
Seyir sırasında, pilotlar sürekli olarak farklı hava trafik kontrol (ATC) merkezleri ile iletişim kurar. Yakıt seviyesini izler ve dengelerler. Her türlü hava koşulunda seyir ederken en yumuşak havayı bulmaya çalışırlar ve rotalarında küçük değişiklikler yaparak kötü havalardan kaçınabilirler.
Uçak otopilot konumuna alındığında, pilotun işi aktif katılımdan ziyade seyahatin kontrollü izlenmesine dönüşür. Pilotların dikkatleri tüm uçuş sistemlerinin kontrollü akışındayken, zaman geçirmek için ise Jeppsen kılavuzunu incelemek, meydan chartlarını kontrol etmek, uçuş planlarını ve notamlarını tekrar gözden geçirmek, diğer pilotla diyalog kurmak gibi meşguliyetler de bulunabilirler. Elbette bunları yapmaları zorunlu değildir. Ancak beyin uyarımına sürekli ihtiyaç duyan pilotlar, seyir boyunca hareketsiz otururken, uzun saatlerce hiçbir şey yapmaz ve zaman geçirmenin bir yolunu bulamazlarsa dikkat seviyeleri de giderek düşecektir.
İniş sırasında ATC, pilotları varış için sıraya sokmaya başlar. Pilotlardan sürekli olarak hız ve irtifa geçişi kısıtlamalarına uymaları istenir. İniş safhası, pilotlar için en zorlu olanıdır. İyi bir iniş, iyi ve istikrarlı bir yaklaşımla başlar. Pilotlar hava hızını ve uçuş eğimini korumaya çalışırken sürekli rüzgâr değişimlerine de meydan okumalıdır. İniş aşaması, aynı zamanda bir pilotun en çok yargılandığı andır. Aslında, bir pilotun yeteneği tüm uçuşun nasıl yapıldığına dayanmalıdır, ancak genelde yolcular inişine göre pilota not verir ve bu yönde havayolu şirketini iyi ya da kötü yönde eleştirir.
Bazı uçaklar, iniş sırasında frenleri çalıştırmak için otomatik ayarlara sahiptir, bu yüzden bazı bilgisayarlar uçağı indirebilir. Ancak çoğu uçak pilot tarafından hala manuel olarak indirilmektedir.
İniş sonrası pilotlar uçağı bir sonraki uçuş veya bir sonraki ekip için hazır ederler. Bir sonraki ekibin uçaktaki aksaklıkları takip edebilmesi için herhangi bir bakım sorunu varsa pilotlar bunu teknik defterinde belirtir. Her uçağın, tıpkı insanlar gibi, sorunları vardır. Bu yüzden geçmişlerini bilmek faydalı olacaktır.
Yolcu olmak zor olabilir. Orada öylece oturup kokpitte neler olduğunu bilmemek endişe veriyor, haklısınız. Hele ki bir de sarsıntı yaşarsanız ya da ani sesler duyarsanız bunlar da korkunuzu tetikleyici olabiliyor. Endişeli ve korkmuş hissettiğinizde sadece bir şeyi hatırlayın: pilotlar çok iyi eğitimliler ve işlerinde profesyoneller. Pilot olmak için yıllar ve binlerce saat harcadılar. Bahislerin yüksek olduğunu ve hayatlarını bu mesleğe adamış olduklarının farkındalar. Sizi güvende tutmak için ellerinden gelen her şeyi yapacaklar. Şimdi derin bir nefes alabilir ve rahatlayabilirsiniz. İyi uçuşlar dilerim.