Dünyanın En Tehlikeli Havaalanları
Google’a “En Tehlikeli Havaalanları” ya da geniş kapsamda taramak için “The Most Dangerous Airports” yazdığınızda gerçekten de şok edici havaalanlarının sergilendiğini göreceksiniz. Uzak diyarlarda, egzotik bölgelerde, buzlarla kaplı sarp kayalıklara ya da balta girmemiş yağmur ormanlarıyla çevrili yerlerde havaalanları var mıdır sizce? Evet, coğrafi ve hava koşullarının oldukça sert ve çok zorlu bölgelerinde dahi şaşırtıcı havaalanları bulunmaktadır. Öyleyse başlayalım…
Funchal Havaalanı, Madeira
Portekiz’in ünlü oyuncusu Christiano Ronaldo’nun ismini alan ancak daha sonra adını değiştiren Funchal Havaalanı, pilotlar arasında efsanedir. Her iki ucunda Atlantik Okyanusu ile öngörülemeyen rüzgârlara sahip bu pistin hem uzunluğu oldukça kısa hem de şiddetli türbülanslara maruz kalan bir bölgededir. Bu meydana yaklaşmada genellikle, en güvenli seçenek olarak etraftan dolaşılması ve rüzgâr konumuna göre tekrar denenmesi tavsiye edilir.
Toncontin Havaalanı, Honduras
Toncontin havaalanı, dünyadaki en tehlikeli havaalanlarından biri olarak kabul edilir. Buraya düzenli olarak uçmak zorunda olan yolcular için iniş mutlak bir kâbustur. Yolcular, bu kısa piste inmeden önce kıvrımlı bir vadiden uçarlar ve dağlık arazide yol almak zorunda kalırlar. Havaalanına yakın yaşayanlar için de kâbus farklı değildir. Çünkü uçaklar yaklaşmada oradaki meskenlerin üzerinde uçarken, sürekli tehlike riski vardır. Öyle ki, Toncontin Uluslararası Havalimanı’na hizmet veren birçok itfaiyeci, kariyerlerinde birden fazla büyük havayolu kazası geçirmiştir. Toncontin havaalanında bugüne kadar ki en büyük kaza, 2008 yılının yağmurlu bir gününde TACA Havayollarına ait bir A320’nin piste çıkmasıyla gerçekleşmiştir. Bu ve benzeri birkaç önemli olaydan sonra 2009 yılında pist uzunluğunu 2000 metreden fazla uzatılmıştır. Ancak GPS‘in kullanılabilirliğine rağmen, havaalanı hala sigorta şirketlerini rahatsız etmektedir.
Lukla Havaalanı, Nepal
Genel bir kural olarak, bir havaalanını çevreleyen manzara ne kadar çarpıcı olursa, yaklaşma kolaylığı da bir o kadar zor olur. Himalayalar içinde yer alan bu havaalanı deniz seviyesinden yaklaşık 10 000 feet yükseklikte bir plato üzerinde ve de Everest ana kampının hemen altında yer alır. Eşsiz manzarasına rağmen ne yazık ki, havaalanı sisli hava, öngörülemeyen rüzgârlar ve düşük görüş hadiselerine fazlaca maruz kalır. 450 metre uzunluğunda oldukça kısa ve aşırı eğimli bir piste sahiptir. Sadece tek taraflı iniş ve kalkış yapma zorunluluğu vardır. Coğrafi koşullar navigasyon sisteminin kurulmasına izin vermemekte, bu yüzden pilot görüş açısına bağlı kalarak uçuş gerçekleştirmektedir. Pilot önerilen yaklaşım güzergâhının çok altında bir seviyeye düşerse, uçak bir şeye çarpmadan önce bunu düzeltmek için ne zaman ne de güç vardır. Pek çok kazanın sebebi de zaten uçuş yardımcısının olmaması ve kötü hava şartları olarak gösterilmektedir.
Paro Havaalanı, Bhutan
Himalayalar ile çevrili olan Paro havaalanı deniz seviyesinden yaklaşık 7300 feet yükseklikte etrafı 5500 metrelik dağlarla kaplı bir vadinin tam ortasında yer alır. Para Havaalanında, coğrafi koşullar aletli iniş sistemi yerleştirilmesine izin vermez. Dünyada inişi en zor havaalanlarından biri olarak kabul edilen Paro Havaalanı, şiddetli rüzgârlara ve türbülansa maruz kalır. Uçuş operasyonları sadece gün ışığı saatlerinde, görsel uçuş koşullarında, özel olarak eğitilmiş pilotlar tarafından gerçekleştirilir. Söylenene göre buraya uçuş yapabilen ve özel olarak eğitim almış dünyada sadece 25 pilot vardır.
St. Helena, South Atlantic
St Helena, önemli kara kütlelerinden 1200 milden fazla mesafede bulunan İngiliz Denizaşırı Bölgesinde yer alır ve 2006’dan bu yana, 5000 kişinin altında olan bir adaya hizmet vermektedir. 2016 yazında açılan havaalanına inişte uçaklar tehlikeli rüzgâr hızlarına maruz kalırlar. Örneğin, Nisan 2016’da bir Boeing 737-800 uçağı buraya test uçuşu gerçekleştirmiştir ve maalesef yüksek rüzgâr nedeniyle ancak üçüncü denemesine inebilmiştir. Daha sonrasında havaalanı, uçuşların güvenli bir şekilde iniş yapabilmesini sağlamak için 68 yolcu sınırını belirlemiştir. Tüm bunlar Güney Atlantik adasındaki St. Helena Havaalanının kısa süre önce hoş olmayan bir isim kazanmasına neden olmuştur: “Dünyanın En Yararsız Havaalanı”.
Courchevel Altiport, France
Courchevel Altiport, altiportlarıyla ünlü Fransız Alpleri’nde küçük bir hava merkezidir. Altiport, dağlık arazide bulunan küçük uçaklar ve helikopterler için kullanılan bir havaalanıdır. Bu terim genelde Fransız Alpleri’nde ki küçük dağlık havaalanlarını tanımlar. Bu bölgede bulunan tüm altiportlar eğimli tepelere inşa edilmiştir. Courchevel Altiport da bunlardan biri olarak tehlikeli havaalanları listesine girer. Burada meydana gelen kaza sayıları fazladır. %18,6’lık bir gradyanla oldukça diktir, buraya iniş için özel pilot sertifikasyonu gerekir. Pilot, yaklaşmada süratını düşürecek olursa, dik yokuşu çıkması mümkün değil. Bu yüzden pilotun piste süratle yaklaşması ve tepeye ulaşana kadar hız kesmemesi gerekir. Pist ışıklarının eksikliği ve kötü hava koşulları sebebi ile havaalanı genellikle uçuşlara kapalıdır. Pistin uzunluğu 537 metredir ve kalkış esnasında pilot pistin sadece 100 metrelik kısmını görebilir. İnişte tek taraflı iniş mümkündür, ayrıca havaalanı sık kullanılan bir kayak pistinin hemen yanında çalışır.
McMurdo Station, Antarctica
Antarktika kıtasının ana havaalanlarından biri olan ABD araştırma merkezi McMurdo İstasyonuna hava ulaşımı nadir durumlar dışında yalnızca yazın yapılır. McMurdo’ya ulaşım sağlayan 3 havaalanı vardır: sıkıştırılmış kar pistine sahip Phoenix Havaalanı, deniz buzunun üstüne yapılan bir pist e sahip olan Deniz Buzu Pisti, kalıcı kar pistine sahip Williams Havaalanı. İstasyonun pistlerinin güçlü bir güvenlik kaydı olmasına rağmen, McMurdo’ya iniş deneyimli pilotlar için bile korkutucu olmaktadır.
Gustav III Havaalanı, Karayipler
History Channel programı “En Zorlu Havaalanları” listesinde dünyadaki üçüncü en tehlikeli havaalanı olarak burayı seçmiştir. 650 metre kadar kısa bir piste sahiptir. Yaklaşma sırasında uçak sürati düşürülmeli ve pist başına inilmek zorundadır, eğer pas geçme noktasında biraz olsun geç kalınırsa uçak St Jean Plajına çakılacaktır. Bu bölgedeki türbülans ve yan rüzgarlar da pilotların işini oldukça zorlaştırmaktadır.
Kansai Uluslararası Havaalanı, Japonya
Kansai Uluslararası Havalimanı deniz doldurularak inşa edilmiştir. Bu özelliği ve etrafının denizlerle çevrili olması Kansai Havaalanını en tehlikeli havaalanları listesine yerleştirmiştir. Yapay bir ada üzerine kurulu havaalanı bir mimarlık ve mühendislik harikası olarak anılmaktadır. Kobe depremini hiç hasar almadan atlatması ve çok büyük fırtınalardan da sağlam çıkması sebebi ile halkın güvenini kazanmıştır. Kansai Havaalanı, şimdilerde Uzak Doğu’nun en yoğun havaalanlarından biri olmaktadır.
Prenses Juliana Uluslararası Havalimanı, Saint Martin
Dünyanın en ilginç iniş deneyimlerinden biri bu havaalanında gerçekleşir. Çünkü burada havaalanı plajın çok yakın mesafesindedir, bu yüzden uçak inişteyken denizde yüzenlerin ya da sahilde güneşlenenlerin hemen üzerinden geçer. Özel sertifikalı pilotlar buraya iniş yapabiliyor. Pistin kısa olması tekerleğin en erken şekilde yere değmesine gerektirdiğinden uçak plajdan itibaren alçak seviyede uçmaya başlıyor. Princess Juliana Havaalanı’nda şu ana kadar hiç kaza yaşanmamış olması ve plajda insanların çok yakınından geçerek görsel bir şölen yaratması bölgenin turizm potansiyeline katkı sağlamıştır. Her beş metrede bir “ölüm tehlikesi” ve “sakın uçak kalkarken burada bulunmayın” ikazlarına rağmen turistler bu durumu eğlence kaynağı haline getirmişlerdir.
Kai Tak Havaalanı, Hong Kong
Hong Kong’da bulunan ve yüksek seviye riskli bulunması sebebi ile 1998 tarihinde kapatılan Kai Tak Havaalanı, şehrin merkezindeydi ve uçaklar inişte bir apartmanın üzerine iniş yapacakmış gibi yaklaşma yapıyordu. Faal olduğu o yıllarda, dünyada pilotlar için iniş ve kalkışın en zor olduğu havaalanı olarak kabul ediliyordu.
Barra Uluslararası Havaalanı, İskoçya
Uçaklar havaalanından ziyade adeta egzotik bir plaja iniyor hissi yaratan havaalanıdır. Doğrudan denize ya da sahilde kumsala iniş yapılıyor. Suya dayanıklı giysiler giyen yolcular da botlar aracılığıyla kıyıya ulaşıyor. Burada gel git zamanının takibi çok önemlidir. Çünkü pist kumsaldan oluşmakta ve su yükseldiğinde pist ortadan kalkmaktadır. Gelgit, günde iki kere havaalanın pistlerini tamamıyla kaplıyor ve iniş mümkün olmuyor. Gelgit gibi oldukça ilgi çekici bir doğa olayına ev sahipliği yapan Barra Havaalanı, dünyadaki tek ticari kumsal havaalanıdır. Ayrıca burada kazalara sebebiyet veren en büyük problem, kum zeminin çamurlu olmasıdır. Bu durumda iniş takımlarının zemin içine batabilir.
Geri bildirim: Tabletop Pist Nedir - Hindistan Uçak Kazası - SeyrüSeferim