Üniversitede Havacılık Bölümleri Okumanın Artıları
Yaş 18. Giriyoruz bir sınava. Öyle böyle bir sınav da değil. Sonucunun tüm hayatını etkileme olasılığı baya bir yüksek. Tabii ki tekrar tekrar girebiliriz, yönümüzü değiştirebiliriz, hayallerimizin peşinde koşabiliriz. Ancak ne olursa olsun bu sınavın neticesinde önemli bir karar aşamasına gireriz; evet, vereceğimiz karar, hayatımızın en kritik dönemeçlerinden biri olabilir.
Ülkemizde ebeveynlerin ve öğrencilerin üniversite tercihinde bulunurken en fazla önemsedikleri kriter, şüphesiz ki hangi üniversitenin hangi bölümünden mezun olunursa daha kolay iş bulunabileceğidir. Bir yere kadar kabul de edilebilir bu düşünce. Fakat uzun vadede bizlerin yetkinlikleri ve ilgileri üzerine odaklanmayan bir meslek seçimi ne topluma ne de kendimize istenilen faydayı sağlamayacaktır. Aristo’ya göre eğitimin amacı, içsel arzularını erdemlerle dengelemiş ve topluma bu haliyle sağlıklı biçimde katılmış bireyi yetiştirmektir.
Size ülkemizden bir örnek vermek istiyoruz. 2017’de yapılan üniversite sınavında, 852 bin öğrenci hak kazandığı halde üniversite tercihi yapmamıştır. Bu şaşırtıcı durum karşısında YÖK öğrencilerin neden tercih yapmadıklarını öğrenmek için anket yapmaya karar vermiştir. Buna göre adayların üniversite ve bölüm tercihlerini belirleyen faktörler arasında hangi sonuçlar çıkmış dersiniz? İlk sırayı öğrencinin tercih edeceği bölümden mezun olduktan sonra iş bulma imkânı almış, ikinci sırayı ise ilgili bölümün giriş puanı, üçüncü sırayı ise üniversitenin bulunduğu şehir almış. Amacımız sistemi eleştirmek, sınavları yargılamak ya da burada beyin fırtınası oluşturup doğrusunu aramak değil. Tam da şunu söylemek – “Aristo’nun düşüncesi hani nerede?” demek…
Neyse ki bu girizgâh havacılığa ilgisi olan meraklı ve yetenekli gençler için değil diyebiliriz. Araştırmalar gösteriyor ki, bir çocuk havacı olmak istiyorsa ya bu ona aşılanmıştır ya da kendi keşif dünyasında fark etmiş yolunu daha en başında çizmiştir… Özellikle, havacılıkta pilotluk meslek seçimi, hele ki üniversite aşamasında ya da öncesinde yapıldıysa, bu öğrencilerin temel beklentisinin meslek edinme mecburiyeti arz etmediğini göstermektedir. Daha ziyade, ilgi ve yetenekleri doğrultusunda hareket eden bir akademik bilince sahip olduğunu kanıtlar niteliktedir.
Bunun yanında ailenin veya toplumun yönlendirmesi öğrencilerin öğretim almalarına ilişkin ana faktörlerdir. Aslına bakarsanız araştırmalar havacılık mesleğine gönül verenlerin genellikle bunu meslekten olan aile bağları nedeniyle yapma eğiliminde olduğunu da göstermektedir. Anlayacağınız, kaptanlık tıpkı hükümdarlık gibi babadan çocuğa geçmektedir… Bir pilotun çocuğu pilot değilse bile yüksek olasılıkla havacılıkla ilgil başka bir meslek kolundadır.
Şimdi gelelim asıl konumuza… Bildiğiniz gibi özellikle son 10 yıl içerisinde havacılığın gelişmesiyle beraber üniversitelerde Hava Lojistiği, Sivil Havacılık Ulaştırma İşletmeciliği, Kabin Hizmetleri, Uçak Teknolojisi, Uçak Mühendisliği, Pilotaj, Uçak Bakım ve Onarım gibi önlisans, lisans ve lisansüstü düzeylerde bölümlerin sayısı artmış, kontenjanları yükseltilmiş ve bu konudaki eğitim faaliyetlerinin kapsamları genişletilmiştir. Önceleri tek tük üniversitelerde sadece belli bölümler üzerine eğitimler varken, şimdi pek çok özel ve devlet üniversitesi bu alanlarda eğitim programları sunmaktadır. Tabii ki bunda ülkenin sosyoekonomik ve kültürel kalkınmasına katkıda bulunmasını amaçlayan güdüler yatmaktadır. Ancak yapılan anket ve çalışmalar, bu bölümleri seçen öğrencilerin yararcı bir bakışla mutluluk, rahatlık veya güzel bir hayat yaşamak gibi amaçları öncelediğini de göstermektedir 🙂
Peki, üniversitede havacılık ile ilgili bölümler okumanın en büyük avantajları nelerdir?
Birinci Sınıf Eğitim: Üniversiteler söz konusu havacılık olduğunda yalnızca en nitelikli profesörleri ve eğitmenleri işe alır. Bu eğitmenler havacılık uzmanlarıdır ve genellikle emekli havayolu pilotları, havacılık teknisyenleri ve havacılığı kendi uzmanlıkları haline getiren ehli meslek profesyonelleridir.
Disiplin ve Sıkı Standartlar: Havacılık üniversiteleri, karşılamaları veya aşmaları gereken çok yüksek standartlara sahiptir. FAA’nın uçuş eğitimi standartlarına ek olarak, bu okulların kendi akreditasyon yönergelerini karşılaması gerekir. Anlayacağınız, sıkı bir disiplinden geçen okullar, verdikleri eğitimde de bunu gösterirler.
Son Teknoloji Ekipman: Pilotaj okulları en iyi uçaklar ve simülatörler kullanırken, GPS ve ADS-B gibi en yeni yerleşik teknolojilere sahip olmaya da özen gösterirler. Uçak bakım ve teknik okulları da kullandıkları ekipman ve aletlerin yanısıra hassas ve özellikli bir eğitim verirler. Ayrıca okulların sahip olduğu uçaklar, simülatörler ve benzeri teknolojik ekipmanlar da sık sık yapılan denetimlerle iyi bir şekilde korunur.
Benzer Düşünen Akranlar: Bir üniversite havacılık bölümünün en büyük faydalarından biri, çok genç yaşta tamamen havacılıkla haşır neşir olmanızdır. Uçmayı seven, havacılığa ilgisi olan, uçaklardan anlayan kısacası kendilerinden bir şeyler öğrenip işbirliği yapabileceğiniz iyi çalışma ortaklarınızla okumanız muhtemeldir. Beyin fırtınası yapacağınız bir grup insanla okumak ve aynı ortamları paylaşmak büyük bir keyif sağlayacaktır.
Ağ oluşturma (Network): Havacılık sektörü diğer sektörlere göre nispeten küçüktür ve bir havacılık üniversitesine gitmek, bu alanda geniş bir profesyonel çevre kurmanıza yardımcı olacaktır. Profesörler, uçuş eğitmenleri ve onların meslektaşları hayatları boyunca havacılığa ve havayollarına dayanan birçok kariyer yoluna dalmışlardır. Bu insanlar, iş bulma zamanı geldiğinde sizin için değerli bağlantılar olabilir.
Stajlar: İstenilen havayolu şirketinde bir staj yapmak emin olun fazlasıyla zordur, ancak bir havacılık üniversitesine gidiyorsanız bu durum daha ulaşılabilir hale gelir. Havayolu temsilcileri, stajyer adayları için havacılık bölümlerini incelemeyi severler ve genellikle stajlar için kampüste görüşmeler sunarlar. Havacılık ile ilgili bölümde okumuyorsanız, maalesef bu kaçıracağınız önemli bir fırsattır diyebiliriz.
Kariyer Fırsatı: Birçok havayolu şirketi, havacılık üniversiteleriyle ortaklık kurar. Böylece mezunlara işe alma konusunda fırsat sunar, ya da en azından garantili bir görüşme imkanı sağlar. Hatta bazı havayolu şirketleri, bu üniversitelerde okuyan öğrencilerin uçuş operasyonları, aerodinamik, hava navigasyonu, jet motorları ve meteoroloji konusunda iyi eğitimli olduğunu varsayar, böylece bu okullardan mezun olan adaylar için istihdam aşamasında bazı gereksinimleri birer seçim kriteri olmaktan çıkarır, hatta bazen bazı teknik sınavlardan bile muaf tutar.
Kaynak:
- memurlar.net/haber – YÖK 852 Bin Adaya Neden Tercih Yapmadığını Soracak. (2017, Ağustos 14).
- dergipark.org.tr – Mehmet KOÇYİĞİT – Lise Son Sınıf Öğrencilerinin Gözü İle Eğitime Ve Yükseköğretime Bir Bakış
- academyofaviation.com
- thebalancecareers.com
Havacılıkla ilgili olan sizden beklemediğim türde bir yazı olmuş değerli hocam, örneğin havacılık üniversiteleri derken Türkiyede havacılık üniversitesi olarak eğitim veren yalnızca bir kurum mevcut, aynız zamanda 2015 yılından beri türlü türlü açılan havacılık bölümleri sektörede adeta zirveye oynayan bir işsizlik yarattı, insanlara iş anlamında umut vermek kötülüktür, çünkü mevcut durumda 2022 yılının sonunda kadar şirketlerde eleman açığı oluşması beklenmemektedir. Biraz bile olsun araştırma yapan birisi havacılık bölümü tercih etmez, etmek akıl karı değildir, zira işletme okusanız dahi dispatcher eğitimi 20 bin tl verip alabiliyorsunuz 1 ayda.Birde halihazırda Türkiyedeki üniversitelerin öğretim görevlisi problemi ve disiplinsiz bir eğitim mevcut olmakta yani okullardaki eğitim kalitesi tahmin ettiğinizden çok çok daha düşük ve shgm tarafından lisanslandırılmamış durumdadır.Yapıcı eleştirimi şu sözle bitirmek istiyorum insanlara umut vermemeliyiz.
Eleştiriniz için çok teşekkür ederiz, dediklerinize kısmen katılıyoruz, özellikle havacılık bölümlerinde denetim ve onay yoksunluğu yaşayan akademik birimler mevcut ve eğitim aşamasında yeterlilikleri tartışmaya açık, bu konudaki eleştirinize hak vermemek mümkün değil.
Bunun dışında istihdam konusuna değinecek olursak, yaşanan krizlerin olması her daim muhtemeldir. Öngöremediğimiz bir yaşamda ideallerimiz için yaşıyoruz. Her ne meslek yapıyorsak yapalım yarınlar bizler için hep bir soru işareti… Umarız ki salgının ortaya çıkardığı istihdam fazlası durum elbette ki atlatılacaktır. Bu krizden etkilenen pek çok sektör için geçerlidir.
Bu blogta amacımız havacılığı anlatmak, sevdirmek, biraz olsun aydınlatmak, bu alana ilgi duyan ve merak eden herkese hitap eden bir alan olduğunu kanıtlamaktır. İçeriklerimizde umut vermekten ziyade, en çok merak uyandıran, ilgi çekici ve ilham verici konulara yer vermeye çalışıyoruz. Emek ve çabalarımız emin olun bu yöndedir. Tüm eleştrilerinizi her halükarda dikkate alacağımızı iletmek ister, içerikler konusunda gerekli hassasiyetimizi her zaman göstereceğimizi de belirtmek isteriz.
Tekrar teşekkür ederiz.