Pilot Gözlüklerinin Hikâyesi
Pilot güneş gözlüklerinin bir hikâyesi olduğunu hiç duymuş muydunuz? Pilotların güneş gözlüklerine ilişkin olarak çok uzun geçmişe dayanan bir hikâyesi vardır.
1900’lerin başlarında, pilotlar çok yüksek irtifalarda uçmaya başladıkça, gözlerin korunması gerektiği gerçeği ortaya çıktı. 90 yıl öncesindeki orijinal havacı gözlüklerinin kenarlarında kürkler vardı. Bu kürkler gözleri soğuktan koruyordu. İlk uçakların kokpitleri açıktı ve dondurucu rüzgârlar gözlüklerin arasından geçiyordu. Bu yüzden kürklü bir tasarım gözlerin kenarlarını tamamen kapatıyordu. Fakat bu eski havacı gözlükleri kolayca buğulanırdı. Dolayısıyla pilotlar net görmek için gözlüklerini çıkarmak zorunda kalabiliyorlardı. Uygun şekilde göz koruması olmadan yüksek irtifalarda uçmak gözlerin şişmesine ve hatta donmasına neden olabilirdi. Hatta yoğun parlaklıklar gözleri kör bile edebilirdi.
İşte bu şişme etkisi Shorty Schroeder adlı bir pilotun başına geldi. Schroder gözlüklerini çıkardıktan sonra görüşünün hemen bozulduğunu fark etti. Şans eseri, o gün güvenli şekilde inebildi, ama Schroeder’in arkadaşı John Macready onun şişmiş gözlerini görünce rahatsız oldu. Kendisi de pilot olan Macready, yüksek irtifalarda parlak güneşin acı verici etkilerini pek çok kere deneyimlemişti.
Bu olaydan sonra, Macready pilotlar için etkili gözlükler geliştirmeye başladı. Bausch & Lomb ile çalışarak ilk havacı güneş gözlüklerini tasarladı. Koyulaştırılmış gözyaşı damlası şeklindeki camları pilotların gözlerini korudu ve çevresel görüşü etkin şekilde sağladı. Macready’nin tasarımı o yıllardaki hava orduları tarafından benimsendi ve pilotlar için standart bir gözlük haline geldi.
Optik teknolojisi geçtiğimiz yüzyılda geliştikçe, havacı güneş gözlükleri de pek tabii gelişti. Method Seven, çentik filtreleme teknolojisine sahip havacı güneş gözlüklerini tasarladı. Polarize olmayan bu güneş gözlükleri pilotların gösterge panelini net bir şekilde görmesini sağlarken, ayrıca kulaklık ve oksijen maskesi ile uyumlu kıldı.
Sözün özü, güneş gözlükleri, bir pilotun en önemli duyusal varlığı olan görüşü korumaya yardımcı olmaktadır. Görsel performansı optimize etmek için kokpit ortamında kaliteli bir güneş gözlüğü şarttır. Güneş gözlükleri şiddetli güneş ışığının etkilerini azaltır, göz yorgunluğunu dindirir ve oküler dokuları zararlı güneş ışınlarına maruz kalmaktan korur. Ayrıca güneş gözlükleri, uzun süre parlak güneş ışığına maruz kalmanın neden olduğu karanlığa uyum sürecine de yardımcı olmaktadır. En önemlisi de, güneşten gelen radyasyona maruz kalmanın aşırı veya çok yoğun olduğu durumlarda gözleri korumaya yardımcı olur. Hem kızılötesi (IR) hem de ultraviyole (UV) ışınları, çevremizde değişen miktarlarda mevcuttur. Bu ışınlar, günün ve yılın saati, enlem, yükseklik, hava koşulları ve çevredeki yüzeylerin yansıtıcılığı gibi faktörlere bağlıdır. Örneğin, ultraviyole radyasyonuna maruz kalma her 1000 fit yükseklikte yaklaşık yüzde 5 artar. Bu da havacılar için ne kadar tehlikeli olduğuna bir kanıttır. Özetle, güneş gözlükleri, bir pilotun gözlerini parlak güneş ışığıyla ilişkili parlamalardan ve güneş ışınlarına maruz kalmanın zararlı etkilerinden korur.
Kaynak:
- methodseven.com
- faa.gov.tr